Gündem

Araştırma sonucu ortaya koydu: Türkiye'de yaşayan mühendisler gelecekten 'kaygılı'

MMO (Makina Mühendisleri Odası) tarafından 9 bin 561 mühendisin katılımıyla bir araştırma gerçekleştirildi. Araştırmaya göre, Türkiye’deki mühendislerin yüzde 91’i ekonomiyi kötü buluyor, yüzde 95’i gelecekten kaygılı. Genç mühendislerin yarısı ülkeyi terk etmek isti

Araştırma sonucu ortaya koydu: Türkiye'de yaşayan mühendisler gelecekten 'kaygılı'
23-05-2025 20:09

TMMOB’ye bağlı Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından 2021 yılından bu yana yapılan “Mühendisler Araştırması” yayımlandı.

Araştırma ülke genelinde 9 bin 561 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye'de yaşayan mühendis, mühendislik öğrencisi, emekli ve iş arayan mühendislerin iş, yaşam ve eğitim koşullarını yeniden ortaya koymayı amaçlayan araştırmanın raporu MMO İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşıldı.

VERİLER PAYLAŞILDI

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener konuşmasında araştırma bulguları üzerinden yüzdelikleri çıkardı ve dinleyiciler ile paylaştı.

Yener'in konuşması şöyle:

"Araştırma bulguları üzerine İstanbul Şubemizin Başkanı birazdan ayrıntılı bir sunuş yapacak. Bu nedenle ben sadece bazı değinilerde bulunacağım. Hemen belirteyim, aşağıda vereceğim yüzdelerin ondalık kısımlarını izleme, anlama kolaylığı olması amacıyla çıkardım.

2025 yılı itibarıyla çalışan mühendislerin;

  • Yüzde 76’sının insani temel ihtiyaçlarını, yüzde 87’sinin sosyal aktivite ve kişisel harcamalarını rahat bir şekilde karşılayamadığı
  • Yüzde 89’unun ülke ekonomik koşullarının çalışılan sektörü ve işlerini doğrudan etkilediğini
  • Yüzde 74’ünün ülkemizdeki en önemli sorunu yolsuzluk olarak gördüğü
  • Yüzde 33’ünün yakın gelecekte başka bir ülkede yaşamak istediği; ülke değiştirmeyi en çok isteyenler arasında 18-22 yaş aralığındakilerin oranının yüzde 57; 23-30 yaş aralığındakilerin yüzde 51; kadınlarda yüzde 36; erkeklerde yüzde 32 olduğu
  • Yüzde 79’unun üniversitelerdeki öğrenci sayısının ihtiyaç fazlası olduğunu, yüzde 91’inin verilen eğitim kalitesinin düşük olduğunu düşündüğü
  • Yüzde 77’sine göre son yıllarda meslek itibarının azaldığı
  • Yüzde 86’sının TMMOB ile SGK arasında mühendislik asgari ücreti protokolü yapılmasını istediği
  • Yüzde 45’inin yaptıkları işin meslekleriyle orta veya daha az düzeyde bağlantılı olduğunu düşündüğü
  • Yüzde 67’sinin yoksulluk sınırı olan 76 bin 922 TL’den daha düşük ücret aldığı
  • Fazla mesai yapanların yüzde 25’inin tam hakedişlerini alabildiği; yüzde 58’inin hiçbir hakediş alamadığı
  • 23-30 yaş aralığındakilerin yüzde 50’sinin mobbinge maruz kaldığı; 31-50 yaş aralığında mobbing oranının yüzde 49: kadınlarda yüzde 66,5; erkeklerde yüzde 45,3 olduğu
  • Yüzde 56’sının son 1 yılda gelirindeki artışın asgari ücretteki yüzde 30’luk artışın altında kaldığı; yüzde 76’sının gelirlerinde resmi enflasyona karşı azalma olduğu
  • Yüzde 55’inin son 1 yılda kendisini mesleki olarak geliştiremediği; yüzde 40’ının önümüzdeki 1 yılda işlerine normal bir şekilde devam edemeyeceği (işyeri değiştirmek istediği)

Mühendislik öğrencilerinin;

  • Yüzde 79’unun okullarının mesleki gelişime katkısını tam anlamıyla yeterli bulmadığı
  • Yüzde 64’ünün eğitim süreçlerinde ekonomik olarak zorlandığı
  • Yüzde 49’unun staj veya iş bulmada üniversitesinden destek alamadığı

Emekli mühendislerin;

  • Sadece yüzde 9,74’ünün emekli aylığı ile geçinebildiği, yüzde 90,26’sının geçim zorluğu çektiği
  • Yüzde 81’inin emekli olduktan sonra değişen sürelerde çalışma hayatına devam ettiği
  • Yüzde 75’inin tecrübe ve yetkinliklerini yeni mühendis ve adaylarına aktarmak istediği ancak yüzde 66’sının bunun için uygun koşul/ortamları bulmakta zorlandığı

İş arayan mühendislerin;

  • 31-50 yaş arasındakilerin yüzde 36’sının, 51-64 yaş arasındakilerin yüzde 53’ünün 12 aydan daha uzun süredir iş aradığı
  • Yüzde 83’ünegöre son yıllarda iş arama süreçlerinin daha da kötüleştiği

Kadın mühendislerin;

  • Yüzde 78’inin iş ve aile yaşamını birlikte yürütmekte zorlandığı
  • 81’inin işyerinde cinsiyete dayalı problemler yaşadığı
  • Yüzde 88’inin iş yerinde yükselme fırsatları ve terfi konusunda cinsiyet eşitsizliğine uğradığı
  • Yüzde 77’sinin meslek seçiminde cinsiyet etkisinin olduğunu düşündüğü saptanmıştır.

"MÜHENDİSLER GEÇİNEMİYOR"

Bu veri ve bulgular, genel olarak ülkemizin içinde bulunduğu olumsuz durumu; özel olarak da kadını erkeği, öğrencisi ve meslek yaşamına girmiş olanı ile iş arayanı, emeklisi ve emekli olduğu halde çalışanı ile mühendisler ve mühendisliğin içinde bulunduğu güç koşulları açıklıkla yansıtmaktadır. Mühendisler geçinemiyor, hak ettikleri ücretleri alamıyor, iş güvenceleri yok, meslekleri değersizleştiriliyor.

Kamuda çalışan mühendisler liyakat dışı atama ve özlük haklarının gaspı ile karşı karşıya. Özel sektörde çalışanlar uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve örgütsüzlük içinde emek sömürüsüne maruz kalıyor. Teknik eğitimin niteliksizleştirilmesi, sınav sitemlerinin adaletsizliği, plansızca açılan mühendislik bölümleriyle işsiz mühendis orduları yaratılması, mühendislik emeğinin sömürüsü, ücret ve gelir adaletsizliği, teknik kadroların etkisizleştirilmesi, meslek odalarının Anayasal görev ve yetkileri ile kamusal denetim fonksiyonlarına müdahale gibi nice sorun var.

Bu gerçeklik ülke, kamu-halk yararına mühendisliği şiar edinmiş mühendisler olarak, eğitimden üretim ve hizmet alanlarına dek geçmişte mühendisliğe verilen değer ve itibarı yeniden kazandırma mücadelemizin ne denli haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu araştırma, esasen ülkenin teknik aklı olan mühendislerin bugünkü gerçekliğini, yarına dair kaygı ve taleplerini açığa çıkarıyor ve bize bir kez daha gösteriyor ki, bu ülkede mühendislik yapmak her geçen gün daha fazla çaba, daha fazla direnç ve mesleki örgütlülük gerektiriyor.

Özellikle belirtmek istiyorum, mühendislerin sorunları ile tüm halkın sorunları iç içedir, bağlantılıdır. Gelir adaleti, iş yaşamında adalet, toplumsal cinsiyet eşitliği, nitelikli eğitime erişimde adalet, liyakat, güvenceli çalışma ve insanca yaşam, ortak sorunlarımızdır. Halk yoksulluğa, gençlik umutsuzluğa mahkûm değildir. Bilimin, mühendisliğin, emeğin ve dayanışmanın gücüyle bu düzen değişebilir.

Bu araştırma bize bir yol haritası sunuyor. Görevimiz mevcut duruma karşı ortak mücadele zeminleri oluşturmak, meslektaşlarımızın taleplerini büyütmek, kamusal politikaları yeniden ve daha üst bir düzeyde inşa etmektir. Makina Mühendisleri Odası olarak mühendisliğin onurunu, emeğin değerini, bu ülkenin geleceğini savunma sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz. Boşuna okumadık, burada ülkemizdeyiz, halkımızın refahına yönelik yaşam koşullarının tesisi için mücadele etmeye devam edeceğiz diyoruz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz!"


MÜHENDİSLERİN YÜZDE 91'İ EKONOMİYİ 'KÖTÜ' BULUYOR

İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ezgi Kılıç'ın araştırma sonuçlarına ilişkin konuşması ise şu şekilde.

"Bugün burada, yalnızca bir raporun sonuçlarını paylaşmak için değil, ülkenin teknik aklını temsil eden mühendislerin yaşadığı gerçeklikleri kamuoyuna duyurmak, bu gerçekliğe karşı çözüm yollarını birlikte konuşmak için bir aradayız. TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, 2021 yılından bu yana İstanbul'da yaşayan mühendislerin sorunlarını, beklentilerini ve taleplerini ortaya koymak için sürdürdüğümüz araştırma çalışmalarını, bu yıl Oda Merkezimizin katkısıyla Türkiye geneline taşıdık. Böylece ilk kez, ülkenin dört bir yanından 9561 mühendis ve mühendislik öğrencisinin katılımıyla, Türkiye’de Yaşayan Mühendisler Araştırması’nı gerçekleştirdik.

Ancak bu çalışmayı sıklıkla vurguladığımız gibi yalnızca bir veri analizi olarak görmüyoruz. Bu çalışma aslında Türkiye’de mühendislik emeğine yönelen sistematik saldırının, bilim ve tekniğin kamudan koparılmasının, emek gücünün değersizleştirilmesinin belgelenmiş halidir. Dolayısıyla meslektaşlarımız aslında ankete verdikleri yanıtlarla birlikte bir nedensellik ve mücadele haritasını da sunmuş oluyor. Bu çalışmanın hazırlanmasına katkı sunan, emeğiyle güç veren tüm meslektaşlarımıza ve süreci özveriyle yürüten bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Sevgili dostlar, Az önce belirttiğimiz üzere mühendislik, yalnızca hesap yapma işi değil; bilimle, teknikle topluma hizmet etme sorumluluğudur. Ve bir mühendislere verilen değer, o ülkenin geleceğine verilen değerin aynasıdır. Ancak bugün bu aynaya baktığımızda gördüğümüz tablo ne yazık ki çok iç açıcı değil. 2025 yılı araştırmamız, yıllardır söylediklerimizi sayısal verilerle bir kez daha önümüze serdi.

Ülke Durumuna Bakış: Kriz Normalleşti, Yoksulluk Yaygınlaştı (Mühendislerin Ülke Durumuna Bakış Açısı)

Araştırmanın ilk bölümü, mühendislerin ülkenin gidişatına dair algısını ölçüyor. Ancak ortada sadece bir "algı" yok; doğrudan deneyim var. Mühendislerin %91’i ülke ekonomisini kötü ya da çok kötü olarak tanımlıyor. Bu, bir sektörel sorun değil, ülkenin üretim kapasitesinden kopmuş bir ekonomisinin mühendis emeğine biçtiği değer.

Bu tablo, uzun zamandır piyasacı politikaların mühendisliği bir maliyet kalemi olarak gören anlayışının sonucudur. Araştırma sonuçlarına göre meslektaşlarımızın %75,97’si temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, %87,14’ü ise aktiviteler, hobiler gibi kişisel harcamalarını yapamıyor. Burada yoksulluk bir istisna değil; mesleğin normuna dönüşmüş durumda. Mühendislerin %91,54’ü mevcut ülke ekonomisini kötü/çok kötü bulduğu ifade ediyor, burada İstanbul biraz daha farklılaşıyor ve İstanbul'da yaşayan mühendislerin %92,73’ü mevcut ülke ekonomisini kötü/çok kötü bulduğunu söylüyor.

Meslektaşlarımızın %89'a yakını ülkenin ekonomik koşullarının, çalıştığınız sektörü ve işinizi doğrudan etkilediğini düşünüyor ve aynı zamanda önümüzdeki 12 ay içerisinde bu durumun iyiye doğru gideceğine dair inanç da oldukça düşük. Bu koşullar altında mühendislerin %95’i gelecekten kaygılı. Genç mühendislerde bu oran %96’ya çıkıyor.

Göç Eğilimi Yükseldi, Mühendisler Ülkenin Geleceğinden Kaygılı (Mühendislerin Şehir / Ülke Değiştirme İsteği ve Motivasyonu)

Yaşadığı şehirden farklı bir şehre taşınmak isteyenlerin oranı %30,69, 18-30 yaş arası katılımcılarda ise bu oran %45,92.Araştırmaya katılanların %32,95’i yakın gelecekte başka bir ülkeye gitmek istiyor. Gençlerde bu oran %50’nin üstünde. Ve şehir değiştirme motivasyonu %70 oranla ekonomik koşullar olarak öne çıkıyor. Burada ortaya çıkan bir çarpıcı sonuç da aslında şu: aynı soruyu 2021 yılında yönelttiğimizde yakın gelecekte farklı bir ülkede yaşamak isteyen meslektaşlarımızın oranı %17,24 olarak karşımıza çıkmışken, bu oran 2025 yılı Türkiye’de Yaşayan Mühendisler Araştırması’nda aynı sorunun sonucu %33’e dayanmış. Bu ülkenin mühendisleri, yalnızca iş değil, bir yaşam hakkı arıyor. Güvenli, adil, üretken bir yaşam. Ve bunu bulamadığı yerde, mecburen gitmeyi düşünüyor.

"EĞİTİM NİTELİKSİZ BULUNUYOR"

Öğrenciler Piyasacı, Niteliksiz Eğitime Mahkum Edildi (Mühendislerin Mesleğe ve Meslek Eğitimine Bakış Açısı)

Üniversitelerde eğitim gören mühendis adaylarının %90’ı aldıkları eğitimi niteliksiz buluyor. %79’u üniversitelerinin mesleki gelişimlerine katkı sunmadığını söylüyor.

Aslında bu durum eğitimin piyasaya devredilmesiyle, kamu yararına bilim üretiminin ikinci plana atılıp yalnızca “diploma dağıtılan” kurumlar haline dönüştürülmesiyle, kontrolsüzce açılan fakültelerle, laboratuvarı olmayan mühendislik bölümleriyle doğrudan ilişkili. Bugün meslektaşlarımız, mühendisliği okurken değil; mezun olduktan sonra kendi olanaklarıyla öğrenmek zorunda kalıyor. Bu da tabi ki bir maddi külfeti de yanı başında getiriyor.

Mühendislerin %77,49’u mesleki itibarlarının azaldığını söylüyor. Bu siyasi iktidarın mühendisliği itibarsızlaştırmasıyla, kentin kamusal alanlarının ranta açılmasına karşı çıkan şehir plancılarının, mimarların, mühendislerin hapse atıldığı düzenin sonucu. Bir ülkenin teknik aklı sistem dışına itiliyorsa, bu yalnızca mühendislerin sorunu değil; o ülkenin geleceğiyle ilgili büyük bir tehdittir. Kamu kurumlarının tasfiyesi, teknik kadroların etkisizleştirilmesi mühendisliği değersizleştiren başlıca unsurlardır.

Bildiğiniz üzere 2017 yılında TMMOB ve SGK arasındaki asgari ücret protokolü SGK tarafından tek taraflı olarak feshedilmişti. Bu protokolün özel sektörde çalışan genç meslektaşlarımızın gelir düzeyini güvence altına aldığı kadar, kayıt dışı istihdamın ve vergi kaybının engellenmesinde de önemli bir işlevi vardı. Araştırma sonuçlarına göre mühendislerin %85,93’ü TMMOB ile SGK arasında mühendislik asgari ücreti protokolünün yapılmasını istiyor.

Emek Gücü Değersizleştirildi, Mühendislerin Geleceği Belirsiz (Mühendislerin İş Hayatı + Mühendislerin İş Hayatındaki Değişim)

Mühendislerin yaklaşık %69,93’ü yoksulluk sınırı olan 78.292 TL’nin altında ücret alıyor. Bu oran üç büyükşehir için incelendiğinde Ankara için %61,09, İstanbul için %57,18 ve İzmir için ise %62,22 olarak karşımıza çıkmaktadır.

%56’sının gelir artışı, asgari ücret zammının bile altında kalmış.

%60’a yakını fazla mesailerini karşılıksız yapıyor.

%45’i yaptığı işi mesleğiyle doğrudan bağlantılı bile bulmuyor.

Faal mühendislerin (,70’i haftalık çalışma sürelerinin yasal sınır olan 45 saatten daha fazla olduğunu belirtmişler. Aynı zamanda %55,73’ü son 1 yılda kendisini mesleki anlamda geliştiremediğini ifade etmişler. Ve tüm bu kötü çalışma koşullarının yanı sıra aynı zamanda %37,52’si önümüzdeki 1 yılda işlerine normal bir şekilde devam edemeyeceklerini düşündüklerini söylemiş meslektaşlarımız.

Bu veriler, sermayenin düşük maliyetli teknik eleman politikasıyla, mühendislik mesleğini ucuz işgücüne çevirdiğini ortaya koyuyor. Bu aynı zamanda örgütsüzlüğün, denetimsizliğin ve meslek odalarının etkisizleştirilmeye çalışılmasının doğrudan sonucudur.

Mühendislik Öğrencileri Güvencesizlikle Boğuşuyor (Mühendislik Öğrencileri)

Az önce meslektaşlarımızın eğitimle ilgili değerlendirmeleri burada da karşımıza çıkıyor. Mühendislik öğrencilerinin %79,2’si okullarının mesleki gelişimine katkısını yeterli bulmadığını ifade ediyorlar. Ve tabi ki ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerden biri gençler. Burada da öğrencilerin %72,3’ü eğitim süreçlerinde ekonomik olarak zorlandığını belirtiyorlar. Üniversitelerinde bu anlamda yeterli teknik desteği de bulmakta zorluk çeken öğrencilerin yalnızca %7’si üniversitelerinde tüm derslerinde yeterli desteği aldıklarını düşünüyorlar.

"MAAŞIYLA GEÇİNEMİYORLAR"

Emekliler Kötü Çalışma Koşullarına ve Yoksulluğa Zorunda Kalıyor (Emekli Mühendisler)

Ülkenin tüm meslek gruplarının emeklilerinde olduğu gibi tabi ki emekli mühendislerin de durumu tüm bu tablodan bağımsız değil. Emekli mühendislerin %90’ı maaşıyla geçinemiyor.

%81,75’i ise emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmiş. Bu, emeklilik değil; yoksulluğa mahkum bırakılmaktır. Emekli mühendislerin %75,1’i tecrübe ve yetkinliklerini yeni mühendis ve adaylarına aktarmak istediğini söylüyor, yine bu kişilerin %66,25’i bunun için uygun koşul/ortamları bulmakta zorlandığını ifade ediyor. Mühendislik mesleği birikimle, tecrübeyle değer kazanır. Ama emekli mühendislerimizin bilgisi, deneyimi değerlendirilmek yerine adeta yok sayılıyor.

Oysa ki toplumsal hafızayı taşıyan bu kesim, genç mühendislerle buluşturulmalı, deneyim aktarımı sistematik hale getirilmelidir.

İşsizlik ve İş Arayan Mühendisler Bekleyişe Mahkum (İş Arayan Mühendisler)

İş arayan mühendislerin yarısı 6 aydan uzun süredir iş arıyor. Yaklaşık %84’ü iş arama sürecinin daha da kötüleştiğini söylüyor. %62’si bu süreçte mesleki gelişimini sürdürememiş. İş aramak, bir sürece dönüşmüş durumda. İşsiz mühendis sayısı yalnızca istihdam eksikliğini değil, planlama eksikliğini ve sanayisizleşmenin boyutlarını da gösteriyor.

Kadın Mühendislerde Çifte Yük, Çifte Mücadele (Kadın Mühendislere Yönelik Sorular)

Bazı sektörlerde varlığını sürdüren ataerkil düzen, kadınların üretime katkısını ve emeklerini göz ardı ederek, kadınların bu alanlarda belirli rollerin içine sıkışmalarına sebep olabiliyor. Özellikle de mühendislik gibi geleneksel tabirle “erkek işi” olarak görülen mesleklerde kadınlar, yalnızca işlerini en iyi şekilde yapmak için değil, aynı zamanda cinsiyet bariyerlerini aşmak için de mücadele etmek zorunda kalabiliyor. Burada kadın meslektaşlarımızdan aldığımız yanıtlar da bize bunu bir kez daha doğruluyor.

Kadın mühendislerin %78,72’si iş yaşamı ve aile yaşamını birlikte yürütmekte zorlandığını, %81’i cinsiyet temelli sorunlar yaşadığını, %88’i terfi süreçlerinde eşitsizlikle karşılaştığını belirtiyor.

Sonuç olarak kadın mühendisler hem "mühendis" hem "kadın" oldukları için işyerlerinde iki kat emek harcamak zorunda bırakılıyorlar."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER