Gündem

‘Önemli bir eşik’

Kadınların evlenirken eşinin kütüğüne “taşınması”, boşandığında baba kütüğüne “iadesi” uygulamasının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvur

‘Önemli bir eşik’
19-05-2025 04:09

Türkiye’de uzun yıllardır tartışma konusu olan kadınların nüfus kaydının evlilik sonrası eşinin hanesine taşınması uygulamasında önemli bir gelişme yaşandı. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca kadınlar, evlendiklerinde eşlerinin nüfus hanesine kaydırılıyor; boşandıklarında ise tekrar babalarının hanesine taşınıyor. 2020 yılında bu uygulamanın iptali için avukat Ömer Çakırgöz ve eşi konuyu yargıya taşıdı. Dava, yıllar süren hukuk mücadelesi sonunda asliye hukuk mahkemesinde önemli bir aşamaya geldi. Mahkeme, bu düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurulmasına karar verdi. Şimdi gözler AYM’nin vereceği karara çevrildi.

Yaşanan gelişmeyi Cumhuriyet’e değerlendiren avukat Süreyya Kardelen Yarlı, “Kadının evlilik sonrası nüfus kaydının otomatik olarak eşinin hanesine taşınması zorunluluğu, sadece teknik bir idari işlem değil; toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kurumsallaştığı sembolik bir uygulamadır. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesinin 2. fıkrasına ilişkin verdiği somut norm denetimi başvurusu kararı, kadınların bireysel kimliğinin, mekânsal aidiyetinin ve medeni statüsünün hukuk eliyle silikleştirilmesine karşı önemli bir direnç noktasıdır. Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesi, 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması hakkı ve 23. maddede düzenlenen yerleşim yerini seçme özgürlüğü, bu tür cinsiyet temelli otomatik uygulamalara karşı anayasal zemin sunmaktadır” dedi.

‘CESUR BİR KARAR’

Yarlı sözlerini şu şekilde noktaladı: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de yerleşik içtihadında, medeni statü değişiklikleriyle ilgili işlemlerde bireyin özerkliğini ve kimliğini merkeze alan bir yaklaşımı benimsemektedir (örneğin Burghartz v. İsviçre, 1994). Bu doğrultuda, Türkiye’deki uygulamanın ne birey haklarına saygılı ne de uluslararası standartlarla uyumlu olduğu açıktır. Bu karar, bir kadının evlendikten sonra nerede ‘kayıtlı’ olacağından çok daha fazlasıdır. Bu, kadının hanesinin kendi iradesi olup olamayacağına dair bir hukuk sınavıdır. Mahkemenin verdiği bu cesur karar, yalnızca Anayasa Mahkemesi önüne taşınacak bir norm denetimi değil; kadınların hukuki özne olarak tanınması yolunda önemli bir eşiktir.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ