Gündem

Kulak kiri sağlığınız hakkında neler söylüyor?

Alzheimer'dan kansere kadar kulak kiri, kişinin sağlığı hakkında çok değerli göstergeler barındırabilir. Bilim insanları şimdi bu maddenin kimyasını analiz ederek hastalıkları teşhis etmenin yeni yollarını arıyor.

Kulak kiri sağlığınız hakkında neler söylüyor?
02-05-2025 15:39

Kulak kiri turuncu ve yapışkan yapısıyla hoş bir sohbette muhtemelen konuşmak isteyeceğiniz son şey… Ancak kanser, kalp hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi metabolik rahatsızlıklar hakkında bilgi edinmek isteyen bilim insanlarının dikkatini giderek daha fazla çekiyor.

Bu yapışkan maddenin bilimsel adı serumen ve dış kulak yolunu çevreleyen iki tür bezin, seruminöz ve sebase bezlerinin salgılarının bir karışımı.

Ortaya çıkan bu karışım; kıl, ölü deri hücreleri ve diğer vücut kalıntılarıyla birleşerek bilinen mumsu kıvamına ulaşıyor.

Kulakta oluşan bu madde, yürüyen banta benzetebileceğimiz türden bir sistemle dış kulağa doğru taşınıyor ve cilt hücrelerine tutunarak her gün yaklaşık milimetrenin yirmide biri kadar bir hızla ilerliyor.

Kulak kirinin asıl işlevi hala tam olarak bilinmiyor. Ancak en olası işlevi, kulak yolunu temiz ve nemli tutmak olabilir. Bunun yanı sıra, bakteri, mantar ve hatta böcekler gibi istenmeyen misafirlerin kafamıza girmesini engelleyen etkili bir tuzak görevi görüyor.

Çirkin görüntülü kulak kiri, araştırmalarda vücut sıvıları arasında pek ilgi görmedi. Ancak bu durum, yapılan şaşırtıcı bilimsel keşiflerle değişmeye başlıyor.

Kulak kiri kişi hakkında önemli ve önemsiz pek çok bilgi sunabilir.

Örneğin, Avrupa veya Afrika kökenli kişilerin büyük çoğunluğunun sarı-turuncu renkli, yapışkan "ıslak" kulak kiri var. Ancak Doğu Asya kökenlilerin yüzde 95'i "kuru" ve gri kulak kirine sahip.

Bu fark, ABCC11 adlı bir genin kontrolünde gerçekleşiyor.

Aynı gen, koltuk altı kokusunda da rol oynuyor. Hatta bu genin belirli bir versiyonuna sahip olan (çoğunlukla kuru kulak kirine sahip) insanların yaklaşık yüzde 2'sinin hiç koltuk altı kokusu olmayabiliyor.

Ancak en ilginç keşifler, kulak kirinin sağlık hakkında neler anlatabileceğiyle ilgili.

1971 yılında, California Üniversitesi'nden Nicholas L. Petrakis, ıslak kulak kirine sahip Amerikalı, Afrika kökenli Amerikalı ve Alman kadınların meme kanserinden ölüm oranlarının, kuru kulak kirine sahip Japon ve Tayvanlı kadınlara göre yaklaşık dört kat daha yüksek olduğunu keşfetti.

2010 yılında Tokyo Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları, meme kanseri olan Japon kadınlarda ıslak kulak kiri genine sahip olma olasılığının sağlıklı kadınlara göre yüzde 77 daha fazla olduğunu buldu.

Yine de bu bulgu tartışmalı; Almanya, Avustralya ve İtalya'da yapılan büyük ölçekli çalışmalar bu iki kulak kiri türü arasında meme kanseri riski farkı bulamadı. Ancak bu ülkelerde kuru kulak kirine sahip insan sayısı oldukça az.

TEŞHİSLERDE YENİ BİR DÖNEM

Bazı hastalıklarla kulak kirinde bulunan maddeler arasında daha güçlü bağlantılar da mevcut.

Akçaağaç şurubu idrar hastalığı (maple syrup urine disease) gibi nadir genetik bozukluklarda, idrar ve kan belirgin bir şekilde tatlı kokar. Bu kokunun sebebi olan sotolon adlı molekül, hastaların kulak kirinde de tespit edilebiliyor.

Yani, bu hastalığın tanısı sadece kulak kirinden örnek alarak konulabiliyor

Louisiana Eyalet Üniversitesi'nden çevre kimyacısı Rabi Ann Musah'a göre, "Yeni doğan bir bebeğin kulağından yayılan bu tatlı koku, 12 saat içinde hastalığın varlığını gösterebilir" diyor.

Covid-19 da zaman zaman kulak kirinde tespit edilebiliyor. Aynı zamanda bir kişinin tip 1 veya tip 2 diyabeti olup olmadığı da kulak kirinden anlaşılabiliyor.

Erken araştırmalar, bazı kalp hastalıklarının da kulak kirinden tespit edilebileceğini gösteriyor. Ancak şu an bu tür durumlar için kan testleri daha pratik.

Musah'ın ilgilendiği bir başka hastalık ise Ménière hastalığı. Bu hastalık baş dönmesi, mide bulantısı ve işitme kaybına yol açıyor.

Musah ve ekibi, Ménière hastalığı olan bireylerin kulak kirinde üç farklı yağ asidinin sağlıklı bireylere göre çok daha düşük seviyede olduğunu keşfetti. Bu bulgu, hastalığın hızlı teşhisini mümkün kılabiliyor.

"Kulak kiri özellikle nadir ve teşhisi zor hastalıklar için büyük umut vadediyor," diyen Musah'a göre kulak kiri, kan, idrar veya beyin omurilik sıvısıyla teşhisi uzun süren hastalıkları tanımak için yeni bir yol olabilir.

NEDEN KULAK KİRİ?

Peki kulak kirini bu kadar önemli yapan nedir? Cevap: Metabolizma.

Brezilya'daki Goiás Federal Üniversitesi'nden kimya profesörü Nelson Roberto Antoniosi Filho'ya göre, "Birçok hastalık metabolik kökenli. Örneğin diyabet, kanser, Parkinson ve Alzheimer."

Bu hastalıklarda hücre içindeki mitokondriler farklı çalışmaya başlar; yeni maddeler üretir veya bazılarını üretmeyi bırakırlar.

Kulak kiri, bu kimyasal değişiklikleri diğer vücut sıvılarına göre daha iyi yansıtır çünkü yavaş birikerek zamanla bir "metabolik arşiv" oluşturur.

ABD Philadelphia'daki Monell Kimyasal Duyular Merkezi'nde kimyasal ekolojist Bruce Kimball da bu fikri destekliyor:

"Kulak kiri zaman içinde birikir ve böylece metabolizmadaki uzun vadeli değişiklikleri yakalamak için ideal bir ortam oluşturur."

'CERUMENOGRAM' İLE KANSER TEŞHİSİ

Antoniosi Filho ve ekibi bu anlayışı kullanarak "cerumenogram" adlı bir teşhis aracı geliştirdi.

2019'da yapılan bir çalışmada, lenfoma, karsinom veya lösemi teşhisi konmuş 52 kanser hastasından ve 50 sağlıklı kişiden kulak kiri örnekleri alındı.

Bu örneklerde uçucu organik bileşikler (VOC'ler) analiz edildi ve 27 molekülden oluşan bir "kanser izi" keşfedildi.

Sonuç olarak bu 27 molekül sayesinde, bir kişinin kanser olup olmadığı yüzde 100 doğrulukla tahmin edilebildi.

Moleküllerin kanser hücrelerinin ortak metabolizmasından kaynaklanması nedeniyle hangi tür kanser olduğu ayırt edilemedi.

Araştırma grubu şimdi, yalnızca kanser hücrelerinin metabolizması tarafından üretilen daha az sayıda moleküle odaklanıyor.

Yayımlanmamış yeni çalışmalara göre, bu yöntem kanser öncesi hücre değişimlerini de tespit edebiliyor.

Antoniosi Filho, "Birçok kanser türünde birinci evrede teşhis halinde yüzde 90'a varan tedavi başarısı görülüyor. Bu nedenle, kanser öncesi aşamaların teşhisi başarı oranını daha da artırabilir" diyor.

Araştırmacılar, Parkinson ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların da erken belirtilerinin kulak kirinden tespit edilip edilemeyeceğini araştırıyor.

Brezilya'daki Amaral Carvalho Hastanesi, cerumenogramı kanser tedavisi için teşhis ve izleme aracı olarak kullanmaya başlamış durumda.

Musah ise Ménière hastalığını teşhis etmek için tıpkı Covid-19 testleri gibi kullanılabilecek bir evde test kiti geliştirmeyi hedefliyor.

YENİ BİR TIBBİ MATERYAL

Musah, normal, sağlıklı kulak kirinin kimyasal yapısını daha iyi anlamak gerektiğini söylüyor.

Ancak hedefi, bir gün kulak kirinin tıpkı kan gibi hastanelerde rutin olarak analiz edilmesi.

Musah, "Yağ açısından çok zengin olan kulak kiri, yağ metabolizması bozukluklarına bağlı hastalıklar için mükemmel bir test maddesi" diye ekliyor.

Özel olarak kulak kiri üzerinde çalışmayan ancak biyolojik molekülleri analiz eden Manchester Üniversitesi'nden kimyager ve kütle spektrometresi uzmanı Prof. Perdita Barran da bu görüşü destekliyor:

"Kanda bulduğunuz bileşikler genelde suda çözünür. Ancak kulak kiri yağ bazlıdır ve bu nedenle yağlarda meydana gelen ilk değişimleri görmek için eşsiz bir örnek olabilir."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ