Üç yılı aşkın süredir devam eden Rusya-Ukrayna savaşında barış arayışları hız kazanırken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den dikkat çekici bir çıkış geldi. Putin, Ukrayna ile doğrudan ‘önkoşulsuz’ barış görüşmelerinin 15 Mayıs’ta İstanbul’da yeniden başlatılmasını teklif etti. Türkiye’nin NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları toplantısına Antalya’da ev sahipliği yapacağı tarih olan 15 Mayıs’ın önerilmesi dikkat çekerken Kremlin lideri, bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirmeyi planladığını duyurdu.
Putin’in çağrısına yanıt veren Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, “Rusların nihayet savaşı sona erdirmeyi düşünmeye başlaması olumlu bir işarettir. Tüm dünya uzun zamandır bunu bekliyordu. Herhangi bir savaşı gerçekten sona erdirmenin ilk adımı ise ateşkestir. Öldürmeye bir gün bile devam etmenin hiçbir anlamı yok. Rusya’nın yarın, 12 Mayıs’tan itibaren tam, kalıcı ve güvenilir bir ateşkesi onaylamasını bekliyoruz ve Ukrayna görüşmeye hazır” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN: MEMNUNİYETLE KARŞILADIK
Öte yandan dün Kremlin lideri Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde bu konu ele alındı. Erdoğan görüşmelerinin kaldığı yerden İstanbul’da devam etmesi yönündeki açıklamasının memnuniyetle karşılandığını, Türkiye’nin kalıcı çözüme ulaşmayı sağlayacak müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti.
3 GÜNLÜK İŞ DEĞİL
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan dış politika uzmanı Barış Adıbelli, İstanbul önerisinin ‘sürpriz’ olmadığını belirterek bir hafta önce ABD’nin ‘arabuluculuktan çekildiğini’ anımsattı. Uzun süredir bu iş üzerinde çalışan bir ekip olduğuna dikkat çeken Adıbelli, “Çünkü bu, 3 gün içerisinde yapılacak bir şey değil. Böyle diplomatik önemi olan bir konunun ön hazırlığı olduğunu düşünüyorum. Zaman olarak kestiremeyiz ama 1 haftadır masada olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bunun arkasında bir süreç var. Devletler arasında sürpriz yok” dedi.
TÜRKİYE’NİN STRATEJİK KONUMUNU YENİDEN AYARLAMA
Ukrayna ve Rusya Dışişleri Bakanlarının heyete başkanlık edeceklerini düşündüğünü ifade eden Adıbelli, “Trump, bunun Türkiye’de olmasına ısrar etti. Başka stratejik yönleri de var. Son dönemlerde Türkiye’nin Batı’ya, AB bağlamında Batı’ya ve özellikle ortak güvenlik, ordu meselesinde daha fazla Batı’ya doğru kayması Rusya’da rahatsızlık yarattı. Dolayısıyla Türkiye’yi ön plana çıkararak bir rol oynatmak, Türkiye’nin tarafsız kalma, arabuluculuk misyonunu sürdürmesine bir nevi katkıda bulunma hamlesi de var. Türkiye’nin stratejik konumunu yeniden ayarlama olarak da bunu görmek lazım. Ben bu ikincisine daha fazla önem veriyorum. Çünkü Türkiye burada AB ile hareket edip, Ukrayna’ya, Rusya’ya karşı bir güvenlik yapısının parçası olması demek, Rusya’nın en önemli başarısızlığı olarak ortaya çıkacak. Hatırlarsak, Rusya geçen yıl ‘Türkiye’nin arabuluculuk misyonu bitti’ demişti. Burada Türkiye kilit bir rolde. Biri, ortak güvenlikte oynayacağı rol; ikincisi, Batı Asya’daki enerjinin Avrupa’ya taşınması. Rusya Türkiye’yi doğalgaz merkezi yapmak istiyor. Bunun için Türkiye’nin dostluğunu kaybetmemek adına tekrar masaya geri döndü” ifadelerini kullandı.
‘AVANTAJ RUSYA’DA’
Türkiye’nin bir NATO ülkesi olarak o kadar da ‘tarafsız’ bir tutum sergilemediğini vurgulayan Adıbelli, barıştan sonra Avrupa’nın ortak bir güvenlik mimarisine geçmesi ve Türkiye’nin bu çerçevede üstleneceği rolün Rusya tarafından dikkate alındığını söyledi. Öte yandan bugün ‘Kırım’ın ABD tarafından tanınıyor’ olmasının bile Moskova için bir zafer olduğunu söyleyen Adıbelli, Putin’in önerisine Kiev’den gelen yanıtı ise şöyle yorumladı: “Ukrayna bunu sabote etmeden gelir mi? Zelenski kabul etti deniyor ama bunu çok isteyerek yaptığını düşünmüyorum. Bu bağlamda ne yapılabilir? Birleşmiş Milletler gözetiminde ateşkes istenebilir. Mesele, tarafların kalıcı barışa ulaşıp ulaşamayacakları. Şu anda avantajlı taraf Rusya. Bir miktar toprak Ukrayna’dan eline geçti. Artık Kırım devre dışı kaldı. Odessa’yı da aldığı zaman Ukrayna zaten Karadeniz’e çıkamıyor.”