Suriye, Filistin, Libya, Lübnan ve Kıbrıs'taki gelişmelerin Doğu Akdeniz'deki etkinlik mücadelesi açısından önemi ortada. ABD'nin yakın müttefiki İsrail'in Suriye ve Filistin'deki işgali genişleten politikaları sürerken gözler bölgesel dengeler açısından Ankara-Atina hattındaki ilişkilerin de seyrinde. Her iki ülkenin son dönemdeki yaklaşımı "anlaşamadıklarımızdan çok, uzlaşabildiğimiz konular üzerinden diyalog yürütelim ve komşuluk ilişkilerinde olumlu bir atmosfer yakalayalım" şeklinde. Bu nedenle de taraflar Ege'deki deniz yetki alanları, Kıbrıs adası çevresini de kapsayan enerji sondaj çalışmaları gibi zorlu konu başlıklarını gündemin üst sıralarına taşımaktan kaçınıyor. Bunun yerine iki ülke arasında ticaret, turizm konularında işbirliği hacminin artırılarak olumlu gündem oluşturulması, kriz hallerinde tansiyonun düşürülmesi için diyalog kanalının güçlendirilmesi hedefi masaya konuyor.
Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da düzenlenecek NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na Yunanistan Dışişleri Bakanı Yerapetritis'in de katılımı bekleniyor. Yunan üst düzey kaynaklar, iki ülke arasında bakanlar seviyesindeki temasların olumlu gittiği görüşünü aktararak son iki yılda karşılıklı güven açısından iletişimin artırıldığına değiniyor. Bunun bölgesel barışa katkı sağladığını kaydediyor. Yunan kaynaklar, Türkiye'nin gelişen savunma sanayisini kendileri açısından bir tehdit olarak algılamadıkları düşüncesini dile getiriyor. NATO müttefikliği vurgusu yapan kaynaklar şu anda bölgedeki en büyük sorunların başında Rusya-Ukrayna savaşı olduğunu belirterek, bu çerçevede "Türkiye'nin Avrupa güvenliği konusunda önemli rolü olduğunu" söylüyor. Bu sözler akıllara, AB içinde Ukrayna kriziyle birlikte Türkiye'nin Avrupa güvenliğine katkı sağlayabileceğine yönelik içinde bir çok soru işareti barındıran tartışmaları da getiriyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz hafta Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis ile İngiltere'nin başkenti Londra'da bir araya gelmiş, görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konular da ele almışlardı.
Avrupa'nın savunması...
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yerapetritis de geçen günlerde To Vima gazetesinin düzenlediği bir etkinlikte yaptığı açıklamada, "ABD'nin NATO'ya verdiği desteği azaltması halinde AB ülkelerinin, savunma kabiliyetlerini güçlendirmeleri gerekeceğini" belirtmişti. Yerapetritis, böyle bir gelişmenin Avrupa'nın savunma alanında bağımsızlaşması için de bir neden olabileceği görüşünü aktarmıştı.
Türkiye'nin, bağımsız Avrupa savunmasındaki yeri sorulan Yerapetritis, "Türkiye, kendi bağımsız savunma sanayisi ile hem bölgesel hem de uluslararası alanda güçlü bir unsurdur, NATO'nun ortağıdır, dolayısıyla transatlantik ittifakında müttefikimizdir, AB'ye üyelik sürecinde bir ülkedir, tüm bunlardan kaynaklanan belli sorumlulukları vardır" demişti. Görünen Atina ile Ankara hattında temkinli bir iyimserlik havasının hakim olduğu. Ağır kriz başlıklarının alevlenmesindense dondurulması yönünde bir tutumda şimdilik uzlaşılmış gibi. Kuşkusuz iyi komşuluk ilişkilerinin güçlenmesi, bölgesel barış ve istikrar açısından önemli. Ancak aynı zamanda Türkiye ve KKTC açısından ulusal çıkarların korunması konusu da son derece kritik ve özellikle son dönemde bölgesel gelişmeler de göz önüne alındığında dikkatle izlenmesi gereken bir süreç.
Atina'nın da savunma harcamalarını artırdığı biliniyor. Avrupa'nın nükleer gücü Fransa ile yaptığı stratejik güvenlik anlaşmasını da unutmamak gerek. Atina'nın Akdeniz kıyılarının önemli ülkelerinden Mısır ile de ilişkileri güçlü. Son olarak iki ülke arasında stratejik ortaklık anlaşmasının imzalandığı gündeme yansıdı.
Uluslararası hukuk vurgusu
Öte yandan AB konusunda Türkiye'nin üyelik sürecini desteklerini söyleyen Yunan üst düzey kaynaklar, bu çerçevede uluslararası insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi gibi başlıca kriterlerin uygulanmasının önemine değiniyor. Seçilmiş İBB Başkanı, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu merkezli operasyonlara ilişkin de AB tarafından Ankara'ya gösterilen tepkilere katıldıkları mesajı veriyor Hukukun üstünlüğü ve siyasi özgürlükler konusuna vurgu yapıyor.